Yahşi Cazibe Dizi İlk Fan Forumu
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


Yahşi Cazibe Dizi İlk Fan Forumu
Hoş geldin, .
Son Ziyaretiniz: Perş. Ocak 01, 1970
Mesaj Sayınız: 1

 
AnasayfaKapıAramaLatest imagesKayıt OlGiriş yap
Yahşi Cazibe Dizisinin En Yahşi Fan Forumuna HOŞGELDİNİZ ! www.yahsicazibe.fanbb.net Yahşi Cazibe Cumartesi 20:00'Da ATV'De Sizlerle

 

 Azrail'n Güzelliği

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
-aLi-
Admin
Admin
-aLi-


Mesaj Sayısı Mesaj Sayısı : 93
Rep Puanı Rep Puanı : 0
Kayıt tarihi Kayıt tarihi : 26/08/10
Yaş Yaş : 36
Lakap Lakap : Deli Fırtına

Azrail'n Güzelliği  Empty
MesajKonu: Azrail'n Güzelliği    Azrail'n Güzelliği  27316058Cuma Ağus. 27, 2010 6:40 am

-Onk. Dr. Haluk Nurbaki'den gerçek bir hatıra...

Ben, 40 yıllık
bir kanser uzmanı olarak maddeyi aşan sayısız olayla karşılaştım ve
bunları, o olaya şahit olanlarla birlikte belgeleyerek özel bir arşiv
yaptım. Bunlardan 1976 yılında yaşanmış bir olayı size nakletmek
istiyorum.

Kanser hastanesinde başhekimken Serap adında genç bir
hanım hastam vardı. Bu hastam göğüs kanserine yakalanmış ve tedavi için
yurt dışına gitmek istemesine rağmen, bazı formaliteler sebebiyle o
imkanı bulamamıştı. Serap'ı özel bir ilgiyle bizzat ben tedavi altına
aldım. Ve kısa bir süre sonra da iyileştiğini gördüm. Ancak Serap'ın da
bütün diğer kanserliler gibi ilk 5 yıllık süreyi çok dikkatli geçirmesi
gerekiyordu. Bir iş kadını olan Serap, 4 yıl kadar sonra 1 ihale için
İzmir'e gitmek istedi. Kışaylarında olduğumuz için uçakla gitmesi
şartıyla kabul ettim. Maalesef bilet bulamamış ve benden habersiz
bindiği otobüsün kaza geçirmesi üzerine 6 saat kadar mahsur kalmış.
Dönüşünden kısa 1 süre sonra kanser, kemik ve akciğerine yayıldı. Serap
bacak kemiklerindeki metastaz nedeniyle yürüyemez hale gelirken,
hastalığın akciğerdeki tezahürü sebebiyle de devamlı olarak oksijen
cihazı kullanıyor ve söylediği her kelimeden sonra ağzını o cihaza
yapıştırarak nefes almak zorunda kalıyordu. Evine gittiğim gün, yine
güçlükle konuşarak:


-''Doktor bey,'' dedi. ''Ben size...dargınım.'' ''Niçin?" diye sordum.

-"Siz...dindar bir insanmışsınız. Niçin bana da, ALLAH 'ı, ölümü, ahireti anlatmıyorsunuz?"

Dini inançlarının çok zayıf olduğunu bildiğim için bu teklifi karşısında oldukça şaşırdım. O'nu üzmemeye çalışarak:
--"Doktora
ulaşmak kolaydır'' dedim. ''Parayı bastırdın mı istediğine tedavi
olursun. Ancak iman tedavisi için gönülden istek duymalısın..."


Konuşmaya
mecali olmadığından "Ben o isteği duyuyorum" manasında başını salladı.
Artık ümitsiz bir tıbbi tedavinin yanı sıra, ebedi hayatın ve saadetin
reçetesi olan iman derslerimiz başlamış ve dersler "hızlandırılmalı
öğretime" dönmüştü. Anlattığım iman hakikatlarını bütün ruhuyla
meczediyor ve arada bir soru soruyordu.Vefatına bir hafta kala:


-"Doktor bey,'' dedi. ''Ben ölürken ne söylemeliyim?"

-"Senin durumun çok özel" dedim. ''Kelime-i Şehadet sana uzun gelir. O anı farkedince ''Muhammed'' (s.a.v) sana yeter."

O,
haliyle tebessüm ederek yine başını salladı. Çok ıstırabı olduğu için
Serap'a sürekli morfin yapıyor ve O'nu uyutmaya çalışıyorduk. Ben, bir
iş seyahati sebebiyle bir müddet ziyaretine gidemedim. Dönüşümde annesi
telefon ederek:
-"Serap, bir haftadır morfin yaptırmıyor." dedi.
"Sabahlara kadar inliyor ve çok ıstırap çekiyor. Hemen eve gittim ve
iğne yaptırmamasının sebebini sordum. Aldığım cevabı hala unutamıyor ve
hatırladıkça ürperiyorum. "Ya morfinin tesiriyle ölüme uykuda yakalanır
ve son nefeste "Muhammed" diyemezsem?.

İşte Serap, böyle bir
hanımdı. Bu arada benden istihareye yatmamı ve eğer bir kaç gün daha
ömrü varsa , son günü uyanık kalacak şekilde morfin yaptırılmasını rica
etti. Ben hiç adetim olmadığı halde cuma gününe rastlayan o gece
istihareye yattım ve Serap'ın acizliği hürmetine sandığım salı gününe
kadar yaşayacağına dair işaret sezdim.


Ertesi gün O'na:

-"Hiç korkma!" dedim. "İğneyi vurdurabilirsin

Ve Serap bir veda niteliği taşıyan bu görüşmemizde son sorusunu da sordu:

-"Doktor bey...Azrail bana nasıl görünecek?"

-"Kızım," dedim. "O bir melek değil mi? Hiç merak etme, sana yakışıklı bir prens gibi gelecektir."


Salı
günü Serap'ın ağırlaştığı haberini alınca hemen eve gittim.Ancak
vefatına yetişememiştim. Ailesi tam manasıyla perişandı. Sadece
kendisine uzun müddet bakan dindar bir hanım akrabası ayaktaydı ve beni
görünce yanıma gelerek:


-"Doktor bey, biliyor musunuz, bu evde biraz önce bir mucize yaşandı!" dedi ve devam etti:


-Serap,
bir saat kadar önce oksijen cihazını attı ve "yataktan kalkması
imkansız" denmesine rağmen kalkarak abdest aldı, iki rekat namaz
kıldı.Bütün ev halkı hayretten donup kaldık. Ve kelime-i Şehadet
getirerek vefat etmeden biraz önce de:


-Doktor bey'e söyleyin, dedi. Azrail, O'nun söylediğinden de güzelmiş!..
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://yahsicazibe.fanbb.net
 
Azrail'n Güzelliği
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Yahşi Cazibe Dizi İlk Fan Forumu :: Kültür, Sanat ve Yaşam :: Din - İslam :: Kur-an ve Ayet-
Buraya geçin: