‘Avrupa Yakası’ndaki ‘Gaffur’ tiplemesiyle fenomen haline gelen Peker Açıkalın, yeni dizisi ‘Yahşi Cazibe’deki Komiser Peker Pekmez karakterinin de unutulmazlar arasında yer alacağını söyledi
Oyuncu Peker Açıkalın, 2.5 yıl aradan sonra yeniden ekranlara döndü. atv’de bugün yayınlanmaya başlayacak ‘Yahşi Cazibe’ dizisinde, Yabancılar Şubesi’nde görevli Komiser Peker Pekmez’i canlandıran usta oyuncu; hayat verdiği yeni karakteri, komedi oyunculuğunu ve hedeflerini anlattı.
Öncelikle, neden televizyon ekranlarına 2.5 yıl ara verdiniz?
Kendimi özletmeyi seviyorum. ‘Çiçek Taksi’yle, ‘Ekmek Teknesi’ arasında 3.5 yıl ara verdim. ‘Ekmek Teknesi’yle ‘Avrupa Yakası’ arasında 2.5 yıl ara var. ‘Avrupa Yakası’ndan bu diziye kadar da 2.5 yıl geçti. Bu benim bilinçli olarak yaptığım bir şey. Seyirciyle aramızdaki o özel ilişkinin rencide olmaması açısından bu araları koydum.
Dizi kariyerinize baktığımız zaman yarattığınız tipler hep fenomen olmuş. ‘Avrupa Yakası’ndaki Gaffur bunun son örneği? Bunu neye bağlıyorsunuz?
Yazarla oyuncular arasındaki güven meselesine bağlıyorum. Benim her halde bir şeytan tüyüm var ki, yarattığım karakterler, üzerinden yıllar geçse de hâlâ varlığını sürdürüyor. Ben çok gerçekçi ve içten karakterler ortaya koyuyorum. Bu gerçeklik ve samimiyet de seyirciye çok iyi yansıyor ki, karakterler fenomen haline geliyor. Ama şunu da hatırlatmak isterim, ben işi pik noktasına getirdikten sonra ayrılıyorum. Herşeyi tadında bırakmak gerek diye düşünüyorum. Bunun karşılığını da yaptığım bütün işlerdeki reytingler ve gişelerden alıyorum. Bu ukalalık değil ama yaptığım bütün işler uzun soluklu ve zirveye oynayan işler oluyor. ‘Yahşi Cazibe’ de uzun soluklu bir dizi olacak ve geçim sıkıntısı çekenlere, morali bozuk olanlara soluk aldıracak.
EKİBİMİZ ÇOK GÜÇLÜ
Bu diziyi tercih etmenizdeki en önemli etken neydi?
Projeyi çok samimi buldum ve başarılı olacağımıza inandım. Sitcom’lar televizyonda çok fazla denenmeye çalışılıp da her zaman başarıya ulaşmayan bir tarz. Seyircinin böyle bir samimi sit-com’a ihtiyacı olduğunu hissettim. Bana yüzlerce teklif geliyor ama burada belirleyici olan şey; senaryo, oyuncu kadrosu, yapım ekibi, yönetmen ve ortaya çıkacağına inandığım enerji. Seyirci bu işi çok benimseyecek. Deneyimli bir oyuncu kadrosu var.
Bu yeni dizi diğer türlerinden hangi yönüyle ayrılıyor.
İddiamız; işimizi en iyi şekilde yapıp, insanlara seyredilebilir, özgün, Türk espri anlayışını yansıtmak. Kitle olarak da 7′den 77′ye herkese hitap eden, Gani Müjde’nin dantel gibi işlediği, bizim de oyunculuklarımızla bunu süslendireceğimiz samimi bir dizi. Farkını, seyirci belirleyecektir. Bu dizi, İngilizce altyazı veya dublajla dünyanın her yerinde yayınlanacak kalitede bir dizi. Seyirci çok seçici oldu. Beğendiğini 3 sene götürüyor, beğenmediğini hemen gönderiyor.
Dizide canlandırdığınız Peker Pekmez nasıl biri?
Adı gibi Peker, soyadı gibi Pekmez gibi bir adam. Yabancılar Şubesi’nde görevli bir komiseri canlandırıyorum. Karısı ve kızıyla birlikte normal şartlarda yaşayan bir vatandaş. Kendisini insanlara hizmete adamış, iyi niyetli, gel-gitleri olan, kendini doğuştan yetenekli bir tiyatro oyuncusu gibi gören, sürekli kılıktan kılığa giren bir adam.
ÜLKEYİ SALLAMIŞTI
Peker Pekmez de ‘Gaffur’ gibi fenomen olacak nitelikte bir tip mi?
‘Avrupa Yakası’ndaki tipleme, bir performansıtı. Bu performansı az replik kullanarak, minimal oyunla Türk insanına sevdirmiştim. 20 bölüm bile olsa ülkeyi salladı. Tekrarları bile reytinglerde iyi gidiyor. Dolayısıyla bu işin ne kadar gerçekçi ve minimal olduğuyla bağlantılı birşeydir. Peker Pekmez’de de çok gerçekçi bir duırum var. İnsanlar “Bu yazılmış bir şey mi, yoksa gerçekten doğal gelişen bir karakter mi” diye sorgulayarak izleyecekler. Ben Gani Bey’in kalemine inanıyor ve kendi yarattığım tipin uzun vadede sevilip fenomene doğru gideceğine inanıyorum.
Reyting sizin için önemli mi?
Reyting benim için hiç önemli değil. Hiç reyting almayan bir dizi, kalitesiz ya da kötü anlamına gelmez. Benim yaptığım bütün diziler başlangıcından bitimine kadar hep reyting birincisi olduğu için, reytingleri takip etmeme gerek yok.
ZOR GÜLEN BİRİYİM
Kameralar önünde daha mı rahat hissediyorusunuz kendinizi?
Öyle birşeyim de yok açıkçası ama şu anda tiyatroyu televizyonda yapmak bana çok daha mantıklı geliyor. Çünkü ben zaten sinema oyunculuğunu sinemada yapan biriyim. Tiyatro oyunculuğumu bu tür dizilerde rol alarak tatmin ediyorum.
Peki komedi dışındaki projelerde görecek miyiz sizi?
Televizyonda değil ama sinemadaki çizgimi farklı boyuta taşımak istiyorum. Çünkü hayat sadece komediden oluşmuyor. Hayatın dramı da var. Çok zor oyunculuk gerektiren, zor senaryosu olan, insanları derinden etkileyen filmler yapmak da planlarım arasında.
Peki piyasada çok kötü işler var mı sizce?
Kesinlikle.Örneğin ben hayatta Aşk-ı Memnu’nun bu kadar uzun sürmesini sindiremeyen bir insanım. Biz Aşk-ı Memnu’yu, Müjde Ar’dan, Salih Güney’den yedi bölüm seyretmiştik ve hayatımızı etkilemişti. Ama şu anda şartlar değişti. O dizi 90 bölüm olmak zorunda değil. Çok tutmuş bir dizinin son 10 dakikasında oyunculuk yapamayan bir oyuncunun hayat boyu bir iş yapamayacağına inananlardanım. Seyirciyi bakışlarla kandırmak oyunculuk değildir. Tiyatro oyunculuğu, kanınızla, canınızla yapacağınız bir şeydir. O yüzden her televizyona çıkanı oyuncu olarak değerlendirmemek gerek.
Güldürmeyi seven biri olarak siz kimlere gülüyorsunuz?
Ben zor gülen bir adamım. Gülmektense güldürmeyi seven bir insanım. Komedi oyuncusu olarak adlandırılan oyuncuların hepsi normalde suratsız ve ciddidirler. Bu, normal şartlar altında bir insanın olması gereken tavrıdır. Normalde ben çok esprili, neşeli bir insanımdır ve önce kendime gülerim. Ama işimi yaparken ciddi olurum. Bu da işi ciddiye aldığım için böyle. Bu işle uğraşan herkes böyledir. Komedi yapıyoruz ama; o koşturmaca, yorgunluk, sinir, stres gözetmeksizinin görevinizi yapmakla yükümlüsünüz.
Sinema projeniz var mı?
Evet, hemen her sene olduğu gibi Ağuıstos ve Eylül arasında çekeceğim, Şubat’ta vizyona girecek bir film projemiz var. Henüz bahsetmek için çok erken. Ama yine komedi beklentisi içinde olabilirsiniz.